5 Mart 2010 Cuma

"Mavi"nin Gizemli Sayısı 12

Şu yarı-akademik(olmayan), yarı-dantel yazma tarzımdan vazgeçip, biraz blog sahibi olmanın hakkını verecek bir şeyler yazayım dedim. Çünkü "Mavi"deki anlatım "çılgınlığını" yazmaya kalkışırsam eğer, yazıyı düzgün bir yapı içinde düzenleyebileceğimi zannetmiyorum.

Tuna Erdem'in film grameri dersini takip eden bir insan olarak, ödevimiz üç renk üçlemesinden "Mavi"'nin ses tasarımının "manalarını ve işlevlerini" çözümlemek. Filmi beş altı yıl kadar önce izlemiştim sanırım ve verilen ödevin getirdiği sorumluluk bilinciyle aldım elime kağıdı kalemi geçtim ekranın karşısını bir kere daha izlemek için. Uzunca bir kağıda filmin anlatım haritasını çıkardım. Gerçekten harita diyebilirim buna sanırım. Kieslowski'nin filmi tasarlarken uyguladığı yöntemi büyük ölçüde ortaya çıkardı. Fade in ve out'lar, şu tüylerimizi diken diken müziğin girdiği anlar, mavi ışığın ortaya çıktığı sahneler, mavi rengin kullanıldığı mizansenler derken, Kieslowski'nin film grameri tanrısı olduğuna karar verdim sanırım. Film dilinde var olan her öğe öyle ya da böyle bir şekilde kullanılmış durumda bu filmde anladığım kadarıyla. Sonuçta Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok, bunu bulmuş olmam bir şey ifade etmiyor. Asıl önemli olan tamamiyle anlatısal tekrarlar üzerine kurulu bu alternatif film biçiminin içinde bu öğelerin kaç defa tekrar ettiği. Eğer bir gün benim gibi boş beleş olduğunuzda filmi açıp, elinize kalemi kağıdı alıp filmdeki anlatım öğelerini ortaya çıkarırsanız ve sihirli sayıyı siz de bulursanız bana haber verin. Çünkü bu sayı 12.

Şu tüylerimizi diken diken eden müzik var ya bir türlü başlayıp devamı gelemeyen ama sonunda tamamını duyduğumuz, Juliette Binoche her defasında parmağını notalara götürdüğünde. 12 defa kullanmış Kieslowski, fade outlar a ne demeli peki? Kadının ölen ailesinin arkasından kendini bir yaşayan ölüye çevirdiği ve tekrardan doğmaya çalıştığı filmde çok sayıda fade out(ölüm) kullanılması pek de şaşırtıcı değil. Bu da tam 12 defa tekrar ediyor. Peki neden 12 derseniz, filmde öyküyü iyi takip ettiğinizde July'nin kocasının yarım kalan bestesinin bitince 12 Avrupa Birliği ülkesinde(ki o yıllarda sadece 12 üye vardı) aynı anda çalınacağını öğreneceksiniz. Bir de eski Fransız bayrağındaki mavi rengin ne anlama geldiğini araştırırsanız, yeni anlamı "özgürlük"olan mavinin eskiden "burjuvazi"yi temsil ettiğini anlayacaksınız. Tıpkı "özgür" ve "burjuva" July gibi.

Bütün karakter dramasını bir yana bıraktığınızda(sadece farklı bir yerden bakabilmek için), liberal sistemin en küçük birimini yani aileyi kendine dert edinen bir filmin anlatım yapısının, buradaki Fransız ailenin makro düzeyde ait olduğu en büyük bütünün yani Avrupa Birliği'nin yapısal özelliklerini kopyalaması çok da şaşırtıcı değil. "Mavi"için bir Avrupa Birliği'ne, liberal demokrasiye, toplumsal sınıflara inanmayışın filmi de diyebiliriz sanırım. Tıpkı filmde bir türlü tamamlanamayan müzik gibi, tamamlanamamış soyut bir "birliğin" hikayesi aslında bir yandan da. Zaten filmin sonunda müzik tamamlanınca, bütüne kavuşunca yalnız kalan bireyleri ikiye parçalanmış halde görmemiz de çok şaşırtıcı değil. Bütüne varınca, büyük bir güç altına alınınca bireyler, yalnızlıklarını kabul ettikleri bir noktada ancak hayatlarına devam edebiliyorlar zaten film de hepsinin bunu kabullenmiş olduğu anla bitiyor. Onları yalnızlaştıran, bencilleştiren sistemin iktidarı altına girmeyi kabullenerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder